Hasra Avcı, Uzm. Klinik Psikolog

Siz; anne - babaların, çocuklarını ilk defa anaokulu getirirken, çocuklarınızdan daha yoğun duygular yaşadığınızı tahmin edebiliyorum. Her çocuk ayrı bir birey olduğundan, hepsinin ayrı ayrı olan kişilik özellikleri onların hayatlarında çok önemli bir dönüm noktası olan, eğitim öğretim hayatının ilk adımında aklınızda yüzlerce soruyla kapıya getirdiğiniz andan itibaren sizleri nelerin karşılayabileceğine dair kısa bir bilgilendirme yapmak istedik. Özellikle ilk başta uyum sağlayamadığını düşündürten davranışlarda, çocuğunuza nasıl davranırsanız uyum sağlaması daha kolay olur? Bu yazıda bu konunun altını çizeceğiz.

Çocuklar gelişimsel olarak dönemsel kaygılar taşırlar. Bir çocuk ilk kaygı ile 7-8 aylık civarında iken tanışabilir. Bu kaygı ‘yabancı kaygısıdır.’ Çocuk güvenli bağlandığı kişi haricinde, -ki bu kişi genelde annedir-, bir yabancı etrafında olduğunda huzursuzlaşır. Güvenli bağ kurduğu kişi veya kişilerin bu duruma verdiği tepki ile bu durum bir süre sonra ya daha fazla kronikleşir ve kaygı çocuğun bağlanma tiplerini etkileyebilir, ya da sağlıklı çözünür ve güvenle bağlanmaya devam eder. Çocuğun anaokuluna başlaması, evinden ilk ayrılıştır ve geçmişte yaşadığı yabancılara karşı gelişen kaygı tekrarlanır. Çocuklar annenin olmadığı ortamda kendini güvende hissedemeyebilir.

Peki, ne yapacağız? Günümüzde birçok anaokulu yeni kayıt alırken daha bilinçli bir şekilde yaklaşıp çocuğun alışma sürecini aile ile birlikte planlayıp çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlıyor. Buna rağmen çocuklar eve gittikleri zaman aile ile pazarlıklar yapabiliyor. ‘Bana; babaannem baksın, bakıcı teyzem baksın, seninle işe geleyim, ben yalnız kalabilirim’ bunun gibi pazarlık cümlelerini sık sık duyabilirsiniz. Daha da ileri boyuta taşıyıp gece uyumayı geciktirme, sabah geç hazırlanma, karın ağrısı, mide bulantısı gibi şikâyetlerde bulunma olabilir. Çocuğun fiziksel şikâyetlerini dikkate almak tabii ki önemlidir; muhtemelen de çocuk gerçekten o şikâyeti hissediyordur. Ancak bu bir hastalıktan değil büyük olasılıkla kaygı temelli olduğunu bilmenizi isteriz. Anaokuluna geldiği zaman ağlamasının şiddetini artırabilir. Bu esnada anne babanın duygusallaştığını gözlemleyebiliyoruz. Çocuk da bunu hissedince ortada yolunda gitmeyen bir şeyler varmış gibi hissedebilir. Anaokuluna yeni başlayan çocuklar ilk girişte ağlarlar ve bu ağlama sınıfa girdikten yaklaşık 15 dakika içerisinde sonlanıyor ve yapılan aktiviteye katıldığı gözlemleniyorsa normaldir. Ancak çocuk hiçbir şekilde sakinleşemiyorsa, çocuğu çok fazla zorlamamakta fayda vardır ve bu durumda mutlaka bir uzmandan yardım almanızda fayda olacaktır.

Çocuğa birçok konuda oldu gibi okul konusunda da net olmak çok önemlidir. Anne babaların arasında tutarlılık olması çocuğun alternatif üretmesini engelleyecektir. Ancak tutarsız bir yaklaşım ve anlaşmazlık çocuğun bu durumdan huzursuzluk duymasını sağlayabilir. Bunun yanı sıra çocuklarınızın ev içerisinde olan davranışlarının kreşteki diğer çocuklara uyum sağlayarak değişmesini bekleyebiliriz. Örneğin, kişisel bakım gerektiren durumlar, tuvalet alışkanlıkları, uyku alışkanlıkları ve yemek alışkanlıkları. Ancak bu uyumun gerçekleşebilmesi için çocuğun düzenli olarak en az birkaç ay kreşe devam etmiş olmasını bekleriz. Bununla birlikte sadece kreşte verilen desteğin yetersiz olacağını sizlere bildirmek isterim. Bu davranışların ve tutumların evde de uygulanması çocuğun uyum sağlamasını artıracağı kimi çocuğun sağlıklı bir şekilde bağımsızlaşmasını da sağlayacaktır.

Sizlere yukarıda bahsettiğim konularda yardımcı olabilmek adına pazartesi günleri 8.30-15.30 saatleri arasında kreşte bulunacağım. Kreşe benimle görüşmek istediğinizi bildirmeniz yeterli olacaktır.

Yeni eğitim dönemimizin tüm veli ve öğrencilerimiz için mutlu ve sağlıklı geçmesini temenni ederim.

Saygılarımla